“Hangi yaştan itibaren kolajen takviyesi kullanmalıyım?” diye düşünüyorsanız, bu yazımız sizler için önemli olabilir. Çünkü kolajen vücut için olmazsa olmaz bir proteindir. Kolajen, vücudun yapı taşıdır. Kolajenin temel görevi bağ dokusunu güçlendirmek ve vücut bütünlüğünü korumaktır. Cilt dışında da elbette etkileri bulunmaktadır. Kemik, eklem, tendon ve kaslarda da bol miktarda kolajen bulunmaktadır.
Yaş aldıkça vücuttaki kolajen üretimi azalır ve özellikle 20 yaşından sonra kolajenin her yıl yaklaşık %1’i her yıl kaybedilir. Bu azalma menopoz dönemlerinde daha da artmaktadır. Böylece zamanla ciltte kuruma, sarkma, kırışıklıklar, güneş lekeleri, ince cilt ve kırılgan tırnaklar ortaya çıkmaktadır. Bu durumun önüne geçmek için kolajen takviyeleri sıklıkla tercih edilir ve edilmelidir.
Kolajen takviyeleri tablet, kapsül, toz, sıvı halde bulunabilmektedir. Kolajen dışardan takviye olarak alındığında öncelikle sindirim sisteminde yapıtaşı olan aminoasitlere parçalanır ve aminoasit olarak kana karışır. Bu işlemi kolaylaştırmak için ise kolajenin biraz daha parçalanmış hali olan hidrolize kolajen içeren takviyeler geliştirilmiştir. Biyoyararlanımı artırmak adına ideal olan hidrolize, peptid kolajenler ve likit formların tercih edilmelidir. Bu formdaki kolajenler vücut tarafından daha verimli kullanılabilmektedir.
Kullanılan kolajenin miktarı da sonucu etkilemektedir. Sektördeki kolajen firmaları çoğunlukla 5000 veya 10000 mg kolajen kullanmaktadır. Peki hangisini tercih etmeliyim diyorsanız bu açıklamamızı dikkatle okuyabilirsiniz. İnsan vücuduna dışarıdan alınan kolajen takviyesi 5000 mg üzerindeki her miktar, 5000 mg kolajen kadar etki göstermektedir. Günlük ihtiyaçta vücut daha fazlasına ihtiyaç duymamaktadır ve kolajeni depolamadan vücuttan atmaktadır. Dolayısıyla kolajen takviyesi almaya karar verdiğinizde 5000 mg kolajen takviyesi tercih edebilirsiniz. Kolajen sentezine destek olması açısından alınan takviyenin bakır, çinko, C vitamini içermesi de kolajenin etkinliğini artırmaktadır. Kolajen takviyelerinin daha çok emilebilmesi ve yüksek biyolojik yararlanımın sağlanabilmesi için düşük molekül ağırlıklı kolajenlerin tercih edilmesi sizler için doğru bir seçim olacaktır.
Comments